Testosteron Nedir ?

Testosteron, insanlarda ve hayvanlarda erkeğin dişiye genetik kod aktarımını üzerine özelleşmiş yegane erkek cinsiyet hormonudur. Vücudumuzda birçok androjenik hormon vardır en önemlisi testosteron (T) dur. Androjenik (yunanca andro=erkek generik = ürün) bir  hormonudur. Erkek tipi vücut gelişiminde,  bedene vucut kıllanması kas ve kemik olgunlaşması erkek karakterini sağlayan erkek cinsiyet organlarının gelişimini ve üreme özelliğini veren. Yokluğunda bunların hiçbirinin olmadığı testislerden sentezlenen bir hormondur. 

 

 

Testesteron Nedir?

Testosteron sadece üreme özelliğini kazandırmaz aynı zamanda erkeğin rakipleriyle mücadeleye girecek savaşçı ruhsal ve fiziksel kabiliyeti  kazandırır. Rakiplerini  alt ederek  dişiyi elde edebilmesi ve elinde tutmasi  yeri geldiğinde bunun hayatı pahasına koruması için kudret   kabiliyet verir ( Dik kaya sırtlarında  erkek dağ keçilerinin birbirlerine karşı verdiği mücadele ). Erkek vücudunun daha çekici bir hale gelmesini vahşi doğada daha güçlü, atik ve zeki olmasını doğaya kendi genlerininin varolduğu yeni nesiller vermesi için  DNA aktarımı amaçlı dizayn edilmiş bir hormondur.  

En önemli erkeklik hormonu olan testosteron ( T ) hemen hemen tüm organları ve vücut fonksiyonlarını etkiler. Testislerin biyolojik etkileri, aktif madde olarak T nun tanımlanmasından binlerce yıl önce bilinmektedir. Bu bilginin pratik uygulamaları, itaatkar hizmetçiler yetiştirmek, cezalandırmak, ergenlik öncesi soprano sesini korumak için  erkeklerin hadım edilmesi olarak ceza amaçlı yada tedavi olarak uygulanmıştır. 

Testislerin  antik çağlardan beri görevi ve önemi biliniyordu ama bunu nasıl yaptığını ortaya çıkarmak için 20. yüzyıla kadar beklemek gerekti. Bu konuda yapılan ilk bilimsel çalışmalar   kısırlaştırılmış horozlara yapılan kendi cinsinden alınan testislerin nakil edilmesiyle  hadım edilmiş horoz da meydana gelen  değişikliklerin belirlenmesi ile tespit edilmistir. Bu deneyin olumlu sonuçlanmasi bir çok yanlış uygulamaya da neden oldu. Birçok insana başka insanların testisleri yada  maymun testisi nakli yapıldı. İnsanlarin gençlik çeşmesi arayışı son yüzyılda  meyvesini verdi. Sır, yani Testosteron (testo- testis, stero-ster ,keton-on)  molekülü idi.  20. yüzyılın ilk yarısında bilim ve genç ilaç endüstrisi erkeklik hormonu arayışını sonuclandırmayi basardı. 1935 yılında  3 bilim insanı, Ernst Laqueur tarafından (Hollanda) izole edildi (100 kg boğa testisinden kullanılarak ), Adolf Butenandt (Almanya) ve Leopold Ruzicka tarafından (İsviçre) tarafından testosteron üretimi başarıldı.  Bu araştırmacılar ikinci Dünya savaşı ve Nazi Almanyasi nedeniyle nobel ödüllerini  geç de olsa aldılar.   

Bu dönem sadece testosteron keşfi ile sonuçlanmadı östrojen,progesteron ve bir çok sex hormonu keşfi, üretimi ve  devam eden yıllarda binlerce  androjenik  molekülün  sentezi yapıldı. Sex hormonlarının ortak özelliği kolesterolden sentezlenmesi  yapısının 4 karbon halkasından meydana gelmesiydi.   

 

 

İlk olarak üretilen testosteron ilaçlarının  ağızdan alınması ve bunların  daha kana gecmeden   sindirim sisteminde parçalanması nedeniyle ideal T ilaçları için araştırmalar devam etti kasa enjekte edilen formları geliştirildi  ilerleyen zamanda ilaç firmaları binlerce yeni androjenin patentini aldı  ama 1952 yılında   geliştirilen testosteron enantet  ester formu  dünyada yaklaşık olarak  70 yıldır kullanılmaktadır.  

İnsan Vücudunda Testosteronun Üretimi Kontrolü

Ergenlikte, Hipotalamus-hipofiz-testis (hipotalamus ve hipofiz beyinde yer alan ve hormon üreten bezlerdir) ekseni, T seviyelerinin ve testis fonksiyonun düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Hipotalamus, hipofize den  luteinize edici hormon (LH) ve folikül uyarıcı hormon (FSH) salgılatan GnRH'yi (gonadotropin realizing hormon ) salgılar. LH ve FSH, kanda dolaşan ve testislerdeki hücreleri uyararak hareket eden iki hormondur. Özellikle LH, testosteron üretimini artırmak için testislerdeki  Leydig  hücrelerine etki eder. Testosteron seviyesi kanda yükseldikçe  olumsuz geri bildirim yoluyla kendi salgısını sınırlar. Kandaki yüksek testosteron seviyeleri, GnRH salgılanmasını baskılamak için hipotalamusa geri bildirimde bulunur ve ayrıca hipofize geri bildirimde bulunur, bu da FSH ve LH’ın kan seviyelerinde düşme ile sonuçlanır.

 

insan-vucudunda-testosteronun-uretimi-kontrolu

 

Yetişkin bir erkekte kan dolaşımındaki Testosteron nin %95 kaynağı testis kaynaklıdır. T Testislerdeki leyding hücrelerinde üretilir. Leyding hücreleri lüteneizan horman (LH)  adı verilen hormonun  etkisi ile  kolesterolden  testosteron üretimi yapmak üzere özelleşmiş hücrelerdir. Testislerde T seviyesi kandan 75 kat daha yüksektir ve T dışında diğer androjenik hormonlarında üretimine katkıda bulunur. Kan dolaşımına verilen T miktarı günlük 6-7 mgr dır.  Böbreküstü bezleri diğer adıyla adrenal  bezlerin  ürettikleri androjenik hormonlar kan dolaşımı yada diğer organlarda T ye dönüşebilir   ama bu oran %5 gibi sınırlı  bir orandır. Erişkin bir erkeğin  ortalama kan T seviyesi yaklaşık 611 ng./dl  dir  referans aralığı olarak genellikle 300-1000 ng./dl seviyeleri kabul edilir. 

 

testosteron-uretiminin-kanda-izledigi-yol

 

Testosteron  kanda iki formda bulunur Serbest gezen ve Bağlı olan. Serbest T aktif olan  fonksiyon gören, hücrelere bağlanarak  görev yapandır. Bağlı olan  T inaktif tir ve herhangi bir fonksiyonu yoktur. Serbest T kanda 10-20 dk içinde yıkılır bu nedenle T nun bağlı olması  yıkılmasını engeller ve kanda  depolanmasını sağlar. Çünkü  Testislerde diğer hormon salgılayan bezlerde olduğu gibi bir depolama özelliği gelişmemiştir  ürettikleri bütün T yi genel dolaşıma verirler.  Bağlı  T  ve Serbest  T nin toplamı  bize total T gösterir . Bağlı T kanda seks hormon bağlıyan globulin ve albumin proteinine bağlı olarak  bulunur ve gerektiğinde   serbest hale  geçebilir. T üretimi kanda  sürekli bir kontrol mekanizması altındadır . Beyinde bulunan hipofiz ve hipotalamus  bezleri   T nun kontrol mekanizmasını sağlar eğer kanda T seviyesi azalırsa bu bezlerden üretilen hormonlarla  T üretimi  aktive edilir. 

 

kandaki-testosteron

 

Serbest T’nun   bir kısmı     hem dokularda hemde kanda  çeşitli enzimlerin etkisi ile  yapısı değişerek farklı hormonlara dönüşerek  bedende farklı fonksiyonlar gösterir bunların en  başında   östrojen  ve dihidrotestosteron  gelmektedir.  Dihidrotestosteron (DHT) 5 alfa redüktaz enziminin etkisi ile  testosterondan  meydana gelir.  T den  5 kat  daha potent olan  DHT  nin  asıl fonksiyonu  cinsel organlar üzerinedir. Özellikle prostat penis ve skrotumun gelişiminde erkek tipi saç dökülmesinde etkili  androjendir.  Diğer organlar üzerinde  güçlü etkisi mevcuttur ama  hücreler arasında hızlı bir şekilde metabolize olması nedeniyle cinsel organlar dışında etkisi sınırlıdır. 

Östrojen major  kadın cinsel hormonudur aromataz enzimi ile  T den meydana gelir erkeklerdeki östrojen kaynağı testosterondan gelen östrojendir.

Testosteron Görevleri

Testosteronun vücuttaki ilk görevi anne karnında bebeğin cinsel organlarının düzgün bir şekilde dişiden erkeğe farklılaşmasını sağlamaktır.

Vücudun organları tam anlamıyla geliştikten sonra Erkeklerde puberte dediğimiz ergenlik çağı başlar. Ergenlik  11-12 yaşlarında başlar, 18-20 yaşlarında son bulur. Bu dönemde ikincil cinsiyet özellikleri ortaya çıkar. Birey ergenliğe ulaştığında testosteronun diğer organları etkilemesiyle sesin kalınlaşması, penis ve testislerinin büyümesi, vücut kıllarının çıkması gibi erkeksi özelliklere sahip olmaya başlar. Bu zaman diliminde testosteronun vücutta faaliyet göstermesi ergenlikte büyüme sıçramalarını (testosteron erken dönemde epifizyal plakada doku büyümesini ve daha sonra ergenlikte plakanın kapanmasını artırır) ve iskelet kası büyümesini içeren anabolik etkilere neden olur. Testosteron protein sentezini uyarır. Testosteron ayrıca eritropoezi (kan hücresi üretimini ) uyarır, bu da erkeklerde kadınlara göre daha yüksek kan yoğunluğu ile sonuçlanır

  • Enerji seviyesini düzenler.
  • Kas yoğunluğunu düzenler.
  • Sesin kalınlaşmasını sağlar.
  • Kasların güçlenmesini ve büyümesini sağlar.
  • Vücudun kıllanmasını sağlar.
  • Kemik yoğunluğunu düzenler.
  • Cinsel arzuyu düzenler.
  • Erkekliğin karakteristik özelliklerini düzenler.
  • Yağ yakımında ve kas dokusunun onarılmasında görev alır.
  • Ruhsal ve bilişsel fonksiyonlarda rol alır. 

20. yüzyılda Testosteron

Testosteron eksikliği  doğuştan yada sonradan gelişebilir. Fonksiyonel, organik yada yaşa bağlı durumlar nedeniyle T  azalabilir. Son 20 sene içinde testosteron recetelendirilmesinde   tüm dünyada  7-8 kat  artış olmuştur. Doğuştan gelen nedenler  nadiren görülür en sık olarak genetik hastalıklardır. Sonradan  meydana gelen nedenler fonksiyonel oldugu gibi yaşa bağlı da olabilir 

Ne yazık ki teknolojinin ve kimya sektörünün  gelişmesi  her alanda makinaların ve bilgisayarların kullanılması ile beraber modern hayat  İnsan biyokimyasında  bazı değişiklikler yapmaya başlamıştır. İnsanoğlu daha çok yiyecek tüketip daha az hareket eder oldu. Tükettiğimiz gıdalarda hem üretmek hemde korumak için kullanılan zirai maddeler, kullandığımız eşyalardaki plastik ve deriveleri ,temizlik için kullandığımız sıvı sabunlar,şampuanlar,güneş kremleri,deterjanlar vs gibi maddeler, hergün çevremizde gezen elektromanyetik dalgalar hem Testosteron hormonumuzu hem üretkenliğimizi etkileyecek  birçok unsur barındırıyor. Doğadan uzaklaştık, hareketsizleştikçe ister istemez vücudumuzda buna bir cevap veriyor. Yapılan çalışmalarla  erkeklerde son yüzyılda  Testosteron seviyelerinin  azaldığı bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.

 

20-yuzyilda-testosteron

 

 

Testosteron Eksikliği

Peki Testosteron eksikliğinde ne gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Eksikliğin derinliğine ve gelişme hızına göre kişinin şikayetleri değişecektir.  Eğer T daki düşme yavaş bir  şekilde olursa  kişi bu değişime adapte olabilir. 

Testosteron eksikliği belirtileri arasında;

  • Cinsel gelişimde gecikme veya yetersizlik,
  • Cinsel istekte azalma libido kaybı,
  • Sertleşme kaybı,
  • Kendini kötü hissetme,
  • Depresif düşünceler,
  • Konsantrasyon ve hafıza zayıflığı,
  • Vücut kompozisyonunda değişme yağ oranında artış kas oranında azalma
  • Uyku bozukluğu ve uyuklamada artış,
  • Vücut kıllanmasında azalma, uzama süresinde artış,
  • Çocuk sahibi olamama,
  • Sperm yokluğu veya düşüklüğü,
  • Karın içi yağlanma artışı, 
  • İnsülin Direncinde artış 
  • Kemik erimesi,
  • Fiziksel veya çalışma performansında azalma,
  • Motivasyonda, kendine güvende azalma,
  • Ateş basması ve terleme.
  • Kalp damar hastalıklarının gelişme riskinde artış
  • Bütün nedenlere bağlı ölüm oranlarında artış 

Testosteron eksikliğini ne kadar yüksek ise kişinin şikayetlerin şiddeti o kadar fazla  olacaktır. 

 

testosteron-eksikligi

 

Testosteron Eksikliğim Var mı?

Testosteron eksikliğinin özellikleri zaman zaman çok belirgin olabildiği gibi hastanın şikayetleri değerlendirilerek de tespit edilebilinir  Doktorun ilk adımları hastanın hayat hikayesini dinlemek ve  fizik muayeneyi içerir. Erkeklerde T eksikliğinin en önemli göstergelerinden birisi cinsel isteksizlik  ve sertleşme bozukluğudur bu şikayet ile gelen bir kişide  yukarıda bahsettiğimiz şikayetlerde  varsa   ayrıntılı kan testleri  ile detaylandırma yapılır.T seviyesi sabah saat 8-10  arasında alınan açlık kan testi ile bakılır. Total testosteron seviyesi 300 ng./dl  altında ise hipogonadizm (testosteron yetersizliği) açısından hasta değerlendirilir. Bu hastalarda yapılan diğer testler serbest T, albumin,SHBG,dihidrotestosteron,FSH,LH,östrojen,prolaktin,albumin bu testlerle kişinin sex hormonları profili değerlendirme ve takip altına alınır. T eksikliğinin testislerden mi yoksa testise etki eden  diğer  hormon üreten bezlerden mi kaynaklandığı değerlendirilir. Ergenlik sonrası dönemde her yaşta T eksikliği görülebilir Kişinin yaşı,diğer hastalıkları,kullandığı ilaçlar,yaşam tarzı,diyeti gibi birçok faktör T seviyesine etki edecektir.  Ancak şikayetlerin varlığı tanı için olmazsa olmaz bir durumdur ve serum testosteron ölçümü ile birleştirilmelidir. Testosteron eksikliğinde net olarak bilinmesi gereken konu  ve tutarsızlık  Testosteron seviyesinin 350 ng./dl altında olan her  hastada bu şikayetlerin meydana gelmemesidir.

Hastaya  anket (Şekil ?)soruları sorularak  hastalığın şiddeti değerlendirilebilinir

Cinsel belirtiler

Fiziksel belirtiler

Psikolojik belirtiler

 

Daha özel

- Azalmış libido

- Erektil disfonksiyon

- Azalmış spontan/sabah ereksiyonları

- Azalmış şiddetli aktivite

- Yürüme zorluğu > 1 km

 

- Düşük ruh hali/ruh hali sapması

- Motivasyonun azalması

- Tükenmişlik

Daha az spesifik

- Cinsel ilişki sıklığının azalması

- Mastürbasyon sıklığının azalması

- Gecikmiş boşalma

- Ateş basması

- Azaltılmış enerji

- Azalmış fiziksel güç/fonksiyon/aktivite

- Konsantrasyon veya anımsama zorlukları

- Uyku bozuklukları

Testosteron Eksikliğinin en sık görülen nedenlerinden birisi yaşlanmadır.ilerleyen yaşla erkeklerin %7-30'unu etkileyen T eksikliği bildirilmiştir Bu durum, yaşam kalitesinde önemli ölçüde bozulmaya neden olabilir ve çoklu organ sistemlerinin işlevini olum

suz etkileyebilir. 30 lu yaşlardan sonra T kan seviyeleri her yıl yavaş yavaş azalır (Şekil x) bu duruma geç başlayan hipogonadizm denilir.

 

yasa-gore-testosteron-seviyesi

 

21. yüzyılda sağlık hizmetlerinin ana vurgusu yaşlıların yaşam kalitesini iyileştirmektir. Yaşlı erkeklerde azalan testosteron düzeylerini tedavi etmek için testosteron kullanımı nispeten yeni bir kavramdır. Son yirmi yılda T yerine koyma tedavisi üzerine  yapılan çalışmalarla önemli miktarda yol kat edilmiştir.

Testosteron Kullansam Fayda Görür müyüm ?

Testosteron eksikliği (TE) olan hastalarda  Testosteron yerine koyma (TYK) tedavisi uygulandığı zaman görülen olumlu etkiler nelerdir? Sertleşme bozukluğu,  cinsel isteksizlik giderilebilir mi?

TYK tedavisi alan hastalarda sertleşme bozukluğu  cinsel isteksizlik şikayetlerinde belirgin bir düzelme sağladığı. PD5 inhibitörü dediğimiz ( örnek viagra ) ilaçları kullanırken  aldığı ereksiyon cevabını artırdığı,sabah sertleşmeleri, gün içi spontan ereksiyonlarda düzelme  olduğu tespit edilmiştir.  Orgazm, ilişki süresi ve cinsel ilişkiden genel memnuniyet oranlarında düzelme tespit edilmiştir.  TE ne kadar şiddetli ise tedaviden cevap alma oranlarının  o'kadar yüksek olduğu yayınlarda gösterilmiştir. 

Vücut Kompozisyonu Kas Kütlesi ve Kemik Yoğunluğu

TE olan erkeklerde yağlanma ve kas kütlesi  Testosteronu normal olan erkeklere göre  daha kötü durumdadır. Düşük testosteronun ana etkisi karın içi yağlanmayı artırmak aynı zamanda karaciğer ve kasta yağların birikmesine yol açarak  ateroskleroz  denilen damar kireçlenmesi  neden olmak bununla beraber  insülin direncinin artmasını sağlamaktadır. Testosteron tedavisinin vücut yağ yüzdesini azalttığını ve yağsız kütleyi artırdığını ayrıca bel çevresini, vücut ağırlığını  azalttığı ve bu etkilerin 12 aylık tedaviden sonra daha baskın olduğu bulunmuştur. Hatta  2 yıldan uzun süren tedavilerde , testosteron tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile beraber erkeklerin bel çevresinde, toplam ve karın yağ kütlesinde daha fazla azalmaya ve toplam kas kütlesinde bir artışa etki ettiği gösterilmiştir. Hastalarda insülin duyarlılığında düzelme  akabinde kalp ve damar sağlığında   düzelme tespit edilmiştir . 

TE tedavi  alan yaşlı erkeklerde, testosteron tedavisi omurga ve kalçadaki kemik yoğunluğunu arttırır.

Testosteron Tedavisisinde Ruh Hali, Canlılık ve Depresyon

Depresif ruh hali için testosteron tedavisine ilişkin çalışmaların, sonuçları karışıktır ama testosteron düşme eğilimi içinde olan özellikle hızlı bir şekilde düşen erkeklerde ( örnek anabolizan steroid kullanımı sonrası ) depresif davranış ve düşüncelerde artış sıklıkla görmekteyiz.  Testosteron tedavisi, önceden bilişsel bozukluğu olan veya olmayan erkeklerde bilişsel işlevi iyileştirmez. Ayrıca canlılığı, genel yaşam kalitesini ve erkek “yaşlanma belirtilerini” iyileştirmek için testosteron reçetelenmesine ilişkin karışık kanıtlar vardır; bazı çalışmalar terapi ile iyileşmeyi gösterirken, ve diğer çalışmalarda hiçbir değişiklik bulunmamıştır. 

Testosteron Tedavisinin Riskleri Nelerdir?

Testosteron tedavisinin son on yıl içinde popülerliği artmıştır  yaşlanma karşıtı tedaviler,kas kütlesini artırmak için anabolik amaçlı yada kendini daha canlı ve dinç hissetmek için etiket dışı doktor kontrolü olmadan tüm dünyada  yaygın kullanımlar  görmekteyiz.  

Prostat Kanseri ve Prostat Büyümesi

Prostat kanseri testosteron tarafından uyarılabileceğinden, prostat kanseri olduğu bilinen veya şüphelenilen hastalarda testosteron tedavisi verilmez.  Testosteron tedavisi öncesi hastanın mutlaka bir ürolog tarafından değerlendirilmesi  prostat kanser taraması testlerinin yapıldıktan sonra başlanması gerekir. Son yıllarda yapılan çalışmalarla kesin olarak gösterilmiştir ki Testosteron tedavisi prostat kanseri meydana getirmez  var olan prostat kanserinin  büyümesini hızlandırmaz . Ciddi derecede prostat büyümesi şikayeti olanlarda  şikayetleri artırabilir.

Kan Yoğunlaşması

Testosteron kan hücresi üretimini uyarır özellikle kana rengini veren eritrosit hücresinin üretimini artırır. Kalp krizi,felç ve toplardamar pıhtılaşması gibi   olayların  gelişme  ihtimali nedeniyle kanı yoğun olan hemoglobin seviyesi yüksek olan hastalarda  Testosteron tedavisi verilmez 

Saç Dökülmesi, Jinekomasti ve Diğer Yan Etkileri

  • Eğer testosteron kanda fizyolojik seviyelerin üstüne çıkarsa yatkınlığı olan erkeklerde, erkek tipi saç dökülmesini hızlandırabilir, 
  • Kontrolsüz testosteron kullanımlarında fazla alınan östrojene çevrileceği için jinekomasti (meme büyümesi ) gelişebilir. 
  • Kadınlarda kalıcı ses kalınlaşması , klitoral büyüme ,Vagen de daralma,vücut kıllarında artış,sakal çıkması.
  • Cilt yağlanması ve akne ( sivilce ) artışı. 
  • Agresif saldırgan davranışlar ve sosyal iletişim kaybı meydana gelebilir.

Kendi  klinik tecrübem testosteron tedavisi yerinde ve uygun dozda uygulandığı zaman hem kadında hem de erkekte hayat  kalitesini ciddi derecede yükselten çok önemli hormon tedavilerinden biridir. 50 yaşından sonra  rutin kontrolde  mutlaka değerlendirilmesi gerekir. İstediğimiz optimal seviye 600 ng./dl dir. Sadece sex hormonu olarak değil  bünyenin tamamını  ilgilendiren fonksiyonlarda aktif rol alır. İnsan vücudu ne kadar sağlıklı ise testosteron seviyeleri o derecede yüksek olur.  Bir çok kişinin sorduğu T mu doğal olarak nasıl yükseltebilirim bu sorusunun  cevabı yaşam tarzında gizlidir. Disiplinli spor,beslenme,uyku,stres yönetimi sizi en yüksek sağlık seviyesine ve doğal testosteron seviyesine taşıyacaktır. 

Bu kadar yazıyı okuduktan sonra birçok okuyucunun aklına “sanırım  bende de testosteron eksikliği var, hangi doktora gitmeliyim  ve nasıl bir Testosteron tedavisi almalıyım diye bir soru gelebilir. Testosteron tedavisi  her zaman için hastaya özel bir tedavi ve takip planı içerir bu nedenle  üroloji hekimine başvurmalı ve doktorunuzla Testosteron tedavisi yararlarını ve riskleri konusunda   değerlendirme yaptıktan sonra  birçok farklı formdaki Testosteron tedavi  programından birini uygulamaya başlayabilirsiniz. 

Bunlar da İlginizi Çekebilir

testesteron-eksikligi-ve-testosteron-tedavisi-sizin-icin-uygun-mu
Testesteron Eksikliği ve Testosteron Tedavisi Sizin İçin Uygun mu?

Son zamanlarda düşük cinsel dürtü (libido),Yorgunluk ve zayıf enerji seviyesi,azalan …

sporcularda-dusuk-testosteron
Sporcularda Düşük Testosteron

Birçok ulusal ve uluslararası kuruluş, fiziksel aktivite ve egzersiz eğitimine katılm…

stresin-testesteron-seviyeleri-uzerine-etkisi
Stresin Testesteron Seviyeleri Üzerine Etkisi

Modern dünyada sürekli stresin testesteron azaltmakda olduğunu anlamak önemlidir. Düş…

E-Bültene Kayıt Olun!

E-Bülten’e kayıt olarak en yeni haberler, duyurular ve güncellemelerden ilk siz haberdar olabilirsiniz...