Üreter taşının özelliği, idrar yolunu tıkayarak idrarın boşalmasını engellemesidir. Tıkanan idrar yolu, böbreğin idrarı boşaltamaması sonucu böbreğin şişmesine ve genişlemesine neden olur. Gerilen böbrek kapsülü, şiddetli yan ağrısı, bulantı ve kusma gibi şikayetlerle hastanın hastaneye başvurmasına yol açar. Ağrı karına yayılır ve kasıklara geçer. Taş mesaneye ilerledikçe idrar şikayetleri başlar. İdrarda yanma, sık idrara çıkma ve idrarın bitmeme hissi meydana gelir. Bunlar klasik böbrek taşı düşürme belirtileridir.
İdrar yolu taşı ağrısı oldukça şiddetlidir. Saatlerce sürebilir ve nöbet nöbet gelir. Ağrılar genellikle bir hafta boyunca aralıklarla devam eder, ardından kesilir.
İdrar Kanalı Taşlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Taş ağrısı geçtikten sonra hastalar genellikle taştan kurtulduklarını düşünürler. Ancak tehlike devam ediyor olabilir.
- Tedavinin ana hatları, taşın tam yeri ve büyüklüğü ile ilgilidir.
- Hastaların %90'ı, idrar yolu taşlarını tedavi görmeden kendi kendine düşürebilir.
- Eğer hasta taşını düşüremezse ve kontrolsüz kalırsa, tedaviye ihtiyaç duyulur.
- Bir diğer durum ise idrarda görülen kandır. İdrardaki kan genellikle böbrek taşı ya da idrar yolu taşı nedeniyle oluşur.
İdrar yolu taşının tanısı, tıbbi görüntüleme cihazlarıyla yapılan kontrollerle kesinleşir. Yaygın olan bu sorunu anlayabilmek için uzman bir doktorun muayenesi gereklidir. Bilgisayarlı tomografi ve diğer görüntüleme cihazları kullanılarak tespit edilebilir. Böbrek taşı sorunundan korunmak için bazı önlemler alınabilir. İlk olarak, günde en az iki buçuk litre su içmek böbreklerin sürekli çalışmasını ve temizlenmesini sağlar. Böylece böbreklerde ya da idrar yollarında taş oluşumu önlenebilir. Bir diğer önemli önlem, hayvansal protein tüketiminin azaltılmasıdır. Hayvansal proteinli ürünler, böbreklerde yağlanmaya ve taş oluşumuna neden olabilir. Taşlar mesanede birikerek kişinin idrar yolu taşı sorunuyla karşılaşmasına neden olabilir. Ayrıca, günlük tuz tüketiminin azaltılması da önemlidir. Özellikle fazla tuz tüketen kişiler, bu sorunun riskli grupları arasında yer alır. Genel olarak bu prensiplere uymak önemlidir, ancak tıbbi yardım almak da ihmal edilmemelidir.