Böbrek kanseri orta sıklıkta rastlanan bir kanser türüdür. Tüm kanserlerin % 2 – 3'ünü teşkil eder. ABD verilerine göre her yıl tahminen 55.000 kişi böbrek kanseri tanısı almaktadır. Son 10 yılda yeni tanı alan hasta sayısı sürekli artmaktadır. Tanı anında hastaların yaklaşık 3'te birinde kanser böbreğe sınırlı, 3'te birinde böbrek dışına taşmış ama böbrek çevresinde kalmış, diğer 3'te birinde de vücutta uzak bölgelere atlamış (metastatik) durumdadır.
Klasik bilgi olarak böbrek kanserleri erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha sık görülmektedir. Ancak, son yıllardaki yayınlarda bu farkın daraldığı dikkat çekmektedir. Genellikle 6. dekattan sonra görülen böbrek kanserleri 40 yaşın altındakilerde ve çocuklarda nadirdir.
Böbrek kanseri cerrahi tedavinin çok önemli olduğu kanserlerin başında gelir. Böbrek kanseri nedeniyle ameliyatla böbreğinin tamamı veya hastalıklı kısmı alınan ve patolojik incelemede de hastalığın böbrek içinde sınırlı olduğu saptanan hastaların 3'te birinde ileriki yıllarda metastatik hastalık gelişebilir. Bu nedenle bu hastaların ameliyat sonrası hastalığın risk durumuna göre değişen sıklıklarla ömür boyu izlem altında tutulmaları gerekir.
Böbrek Kanserlerinin Tipleri
Böbrek kanserleri tek bir hastalık değildir. Birden fazla farklı tipte böbrek kanseri söz konusudur. Kanser tipinin bilinmesi ameliyat sonrası ek tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde önemli rol oynar. Her bir kanser türü kendine özgü farklı biyolojik davranış özelliklerine sahiptir.
Böbrek kanserlerinin büyük çoğunluğunu (%90) renal hücreli kanserler teşkil eder. Renal hücreli kanserlerin de farklı tipleri söz konusudur. En sık karşılaşılan tip şeffaf hücreli kanserdir ve renal hücreli kanserlerinin % 70'i bu gruba dahildir. İkinci sıklıkla papiller böbrek kanserleri görülür. Bunlar da hastaların % 10 – 15'inde saptanır. Diğer renal hücreli kanser tipleri arasında % 5 sıklıkla görülen kromofob hücreli kanserler ve % 5 hastada görülen onkositomlar sayılabilir. Ayrıca toplayıcı kanal ve sınıflandırılmamış renal hücreli kanser gibi başka tipler de mevcuttur.
Böbrekteki farklı kanser tiplerinin her biri kendilerine özgü büyüme şekli, yayılım ve prognozları ile farklılık gösterir. Şeffaf hücreli kanserde prognoz kitlenin boyutu, uzanımı ile farklılaşma derecesine (grade) bağlıdır. Papiller tipte de boyut ve grade önemlidir; cerrahi ile mükemmel sonuçlar elde edilmesine rağmen hastalığın tekrarlaması durumunda klasik böbrek kanseri tedavilerine yeterince cevap vermeyebilir. Kromofob hücreli kanser ve onkositom çok nadiren metastaz yapar veya rekürrens gösterir.
Toplayıcı kanal kanserleri ve sınıflandırılmamış tipler nadir görülürler fakat çok saldırgan bir seyir gösterirler. Medüller, sarkomatoid ve değişici epitel hücreli kanserler de diğer saldırgan tiplerdir. Ancak hangi tip olursa olsun yeterince erken aşamada ve küçük boyutta yakalandığında ve uygun şekilde ameliyat edildiğinde çoğu hasta için bir daha sorun teşkil etme olasılığı düşüktür.
Böbreği tutan diğer bir kanser de renal pelvisin değişici epitel hücreli kanseridir. Bu tip kanserler kendi başına böbrek kanseri olarak değerlendirilmeyip idrar torbası kanserine benzer yöntemlerle ele alınır. Zaten gelişiminde etkili olan faktörler ve biyolojik davranışları idrar torbasının iç yüzeyini döşeyen değişici epitel kanserleri ile özdeştir.
Böbrekte Tesadüfen Yakalanan Kitleler
Günümüzde üriner sistem dışı birçok yakınma ve değerlendirme için ultrason ve tomografi gibi görüntüleme yöntemleri çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilmek istenen organ veya organ sistemleri dışında böbrekler de görüntülenmekte ve böbrek içinde var olan kitleler tesadüfen saptanabilmektedir.
Böbreklerde en sık saptanan tesadüfi oluşumlar kistlerdir. 50 yaşın üzerindeki her 3 kişiden birinde böbreklerde basit kistlerin olabileceği unutulmamalıdır. Kistik kitleler genellikle basit kistler grubuna girer ki bunlar kanser olarak değerlendirilmemelidir. Ancak bu çıkarımda bulunmadan önce kistlerin sistematik bir değerlendirmesi yapılmalıdır. Görüntüleme yöntemleri kitleleri kistik yapılardan ayırt ederek malignite potansiyelleri hakkında da bilgi verir ve tedavinin şekillendirilmesinde önemli rol oynar.
Böbrek kistlerinin değerlendirilmesinde basit kistlerle komplike kistlerin klinik ayırımı çok önemlidir. İlk radyolojik değerlendirme temel alınarak izlem protokolü belirlenir. Bazı kompleks kistler malignite riskleri nedeniyle cerrahiye yönlendirilir.
Böbreklerdeki kistik kitleler bilgisayarlı tomografideki görüntüsü ve damardan verilen kontrast maddeyi tutma derecesine göre “Bosniak Sınıflaması” adı verilen sistem ile 5 kategoride sınıflandırılır.
Kategori 1: İnce duvarlı basit kist. Septa, kalsifikasyon veya solid bileşeni yoktur. Su yoğunluğundadır ve kontrast tutmaz.
Kategori 2: İnce septaları bulunan benign kistlerdir. Duvarlarında ince ve kısa kalsifikasyon alanları görülebilir. Kistin yapısı üniformdur. İyi sınırlı, kontrast tutmayan bu kistler genellikle 3 cm’den küçüktür.
Kategori 2F: İyi sınırlı bu kistler çok sayıda ince septa içerirler. Bu septalar veya kist duvarı hafif kalınlaşmıştır. Kalın ve nodüler kalsifikasyonlar bulunabilir. Kontrastlanma görülmez. 3 cm’den büyüktürler. Bu kistleri takip etmek gerekir.
Kategori 3: Kalın, düzgün veya düzensiz septa ya da duvar yapısındadır. Kanser şüphesi taşır. Belirgin şekilde kontrast madde tutulumu vardır %40 ile 60’ında kanser saptanır. Geri kalanında ise basit kist içine kanama, enfeksiyon veya diğer benign durumlar söz konusudur.
Kategori 4: Bu lezyonların %85-100’ü kanserdir. 3. kategorideki kistlerin tüm özelliklerini taşıdıkları gibi içinde kontrast madde tutan yumuşak doku kitlesi de bulunur.
Bosniak 1 ve 2 kategorisinde yer alan kistler genelde daha ileri araştırma gerektirmezler. 6-12 ay gibi aralıklarla ultrasonografik takip yapılabilir. Takiplerde boyut artışı, şekil ve içerik değişikliği gibi özelliklere bakılır.
Solid kitlelere ve solid komponenti olan kistik kitlelere ise her zaman şüpheyle yaklaşılmalı ve öncelikle kanser olabileceği düşünülerek plan yapılmalıdır. Böbrekte saptanan kitlelerde hızlı boyut artışı görülmesi, kitle sınırlarında belirsizlik, kitle içinde nekroz gibi kanser düşündürecek belirtilerin yokluğunda benign renal kitleyi kanserden ayırmak bu görüntüleme yöntemleriyle de çok kolay değildir.
Böbrek Kanserlerinden Ölüm Oranları
Böbrek kanseri doğal seyri itibarıyla ölümcül bir kanserdir. Kendi haline bırakılırsa ölüme neden olması neredeyse kaçınılmazdır. Ancak günümüzde özellikle belli bir aşamayı geçmemiş kanserlerde cerrahi tedavi hastalığın bu olumsuz seyrini değiştirebilmektedir. Yakalandığında ileri aşamalarda olduğu belirlenen kanserlerde ise