Böbreklerin idrarın oluşup aktığı bölümü ve dış kısmından kaynaklanan kanserlerin tedavi yöntemleri ve nedenleri arasında farklılıklar vardır. Burada bahsedilen böbreğin dış kısmından, kabuk kısmından kaynaklanan kanserlerdir. Üroloji terminolojisinde bu tümörler, Renal Cell Carcinoma yani böbrek hücreli kanser olarak adlandırılmaktadır.
Dünya genelinde her yıl 300.000 yeni böbrek kanseri vakası teşhis ediliyor; gelişmiş ve endüstrileşmiş ülkelerde bu hastalık daha sık görülmektedir. Bütün bir yaşam boyunca bir erkeğin böbrek tümörüne yakalanma olasılığı 1/70 iken, bir kadında bu oran 1/117’dir; yani erkeklerde çok daha fazla rastlanmaktadır.
Geçmişte böbrek kanseri genellikle yaşlıların hastalığı olarak kabul edilmekteydi ve çoğunlukla 65 yaş üstü bireylerde görülmekteydi; günümüzde ise radyolojik tanı yöntemlerinin yaygınlaşması ve gelişmiş toplumlarda check-up uygulamalarının artması ile daha genç yaşlarda da ortaya çıkmaya başlamıştır.
Böbrek Kanserinin Nedenleri Arasında En Sık Görülenler:
- Sigara kullanımı
- Obezite (aşırı kilolu olma durumu)
- Hipertansiyon (yüksek tansiyon hastalığı)
Böbrek kanserinin klasik belirtileri:
Karında kitle, idrardan kan gelmesi, karın ağrısı ve zayıflama gibi belirtiler yalnızca hastaların %6’sında gözlemleniyor. Günümüzde ise hastaların %55’ten fazlası başka şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvuran ve tesadüfen böbreğinde tümör tespit edilip ürolojiye yönlendirilen bireylerdir.
Daha önce de belirtildiği gibi, günümüzde böbrekteki tümör kitlesi henüz küçükken teşhis edildiği için böbrek tümörlerinin kendine özgü bir belirtisi yoktur; ancak böbrekteki kitleden salgılanan bazı hormonlar kana karışarak dolaşır ve bu maddeler çeşitli hastalıklara ve belirtilere yol açar. Bu belirtilere “Paraneoplastik Sendrom” denilmektedir.
Bu Belirtilerden En Önemlileri Şunlardır:
- Tansiyon yükselmesi (hipertansiyon)
- Nedensiz ateş
- Kilo kaybı (zayıflama)
- İzah edilemeyen kansızlık (anemi)
- Kanda sedimentasyon ve/veya CRP yükselmesi
- Kanda karaciğer testlerinin anormal çıkması
Böbrek Kanseri Teşhisi Nasıl Konur?
Genellikle başka şikayetlerle farklı branşlara başvuran hastalarda yapılan Tüm Batın Ultrasonografisi ya da Batın BT (Bilgisayarlı Tomografi) ya da Batın MR ile tanı konulmaktadır. PET CTnin bu radyolojik yöntemlere hiçbir üstünlüğü bulunmamaktadır.
Böbrek Kanseri Tedavisi
Böbrek kanserinin tedavi süreci, tanı konduktan sonra mümkün olan en kısa süre içinde ameliyat olmaktır. Yani tedavisi “Cerrahi tedavi” şeklindedir. Deneyimli ekipler tarafından gerçekleştirilen cerrahilerle çok olumlu sonuçlar elde edilmektedir. Eğer tümör uzak organlara yayılmamışsa sadece cerrahi tedavi yeterli olmaktadır. Böbrek kanseri tedavisinde yapılan cerrahi, kanserli böbreği çevresindeki dokularla birlikte (tümörün ameliyat sırasında açılıp etrafa yayılmaması için) çıkarmaktır.
Bu ameliyatın adı “RADİKAL NEFREKTOMİ”dir. Bu işlem oldukça büyük bir operasyon olup Genel Anestezi ile gerçekleştirilmektedir. Bu ameliyat Klasik açık cerrahi veya Laparoskopik cerrahi yöntemleriyle yapılabilmektedir; biz bu ameliyatı böbrekteki tümörün boyutlarına göre “Laparoskopik Cerrahi” yöntemiyle gerçekleştirmekteyiz. Ancak böbrekteki tümörün boyutları oldukça büyükse veya kalbe uzanan tümör pıhtısı varsa klasik cerrahiyi tercih etmekteyiz.
Yayılmış (Metastatik) Böbrek Kanserlerinde Tedavi
Teşhis konulduğunda başka organlara yayılmış olarak tespit edilen böbrek tümörlerinde geçmişte “Cerrahi Tedavi” yapılamıyor, hastalar bir anlamda kaderlerine terk ediliyordu; günümüzde ise “Modern Cerrahi Teknikler” ve yeni ilaçların kullanılmasıyla bu hastalarda son derece olumlu sonuçlar elde edilmektedir. Günümüzde metastatik hastalık varlığında kabul edilen tedavi “Radikal Nefrektomi” dediğimiz cerrahi tedavi ve buna ek olarak “İmmunoterapi” ilaçlarının kullanılmasıdır.
İlerlemiş hastalardaki tümörlü böbreğin çıkarılma işlemi “Sitoredüktif Nefrektomi” olarak adlandırılmaktadır. Yani metastatik hastalıkta önce tümörlü kitle çıkarılacak, ardından onkoloji bölümü tarafından immünoterapötik ilaçlar uygulanacaktır.