Androjenlerin Prostat Üzerine Etkisi

Erkeklerde hormonal ilaçların tedavisi sırasında en büyük endişe, androjenler tarafından prostat kanserinin olası stimülasyonu hakkındaki düşüncedir. Bu veriler, prostat kanserinin hormonal duyarlılığına dayanmaktadır. 60 yıl önce bile, testosteron sekresyonunun baskılanmasının prostat kanserinin gerilemesine yol açtığı bulunmuştur. Şu anda, androjenlerin etkisinin yoksunluğu (azaltılması, azaltılması) prostat kanserinin tedavisinde standarttır. Bununla birlikte, prostat kanseri ve androjenler arasındaki ilişki çok az incelenmiştir ve özellikle de birçok soru androjenlerin oluşumunda rolünü arttırmaktadır.

Prostat bezi hormon bağımlı bir organdır. Testosteronun prostat bezi üzerindeki etkisi, aktif metaboliti – 5α-dihidrotestosteron (DHT) aracılığıyla gerçekleşir. Plazma zarı sayesinde serbest testosteron, 5α-redüktazın etkisiyle DHT’ye metabolize olan hücrelere girer.

Dihidrotestosteron, testosteron aktivitesinde birkaç kez üstün bir androjendir. Bezin gelişimi ve fonksiyonel aktivitesini etkileyen DHT’dir. Bu nedenle, 5α-redüktaz enzim eksikliği olan hastalarda, bezin hipoplazisi (hipoplazi) not edilir.

Prostat bezindeki testosteronun %90’ından fazlası DHT tarafından geri döndürülemez şekilde dönüştürülür. Plazmadaki DHT konsantrasyonu, prostatta DHT konsantrasyonu testosteron konsantrasyonundan 5 kat daha yüksek olmasına rağmen, testosteron konsantrasyonundan 10 kat daha düşüktür. DHT sitoplazmik reseptöre bağlanır ve bununla birlikte, kromatine bağlanarak, bezin epitelinin proliferatif ve sekretuar aktivitesini kontrol eden genetik aparatın aktivitesini uyardığı nükleusa nakledilir. Bu nedenle, aktif metabolit DHT yoluyla androjenler, hipertrofisine yol açmadan prostat bezinin normal büyümesini ve gelişimini uyarır.

Androjen Terapisi Ve BPH

Benign prostat hiperplazisi (BPH) yaşlı erkeklerde en sık görülen iyi huylu tümörlerdendir. BPH’nin kesin nedeni bilinmemektedir. Endokrin dengesizliği ile ilişkili olduğuna inanılmaktadır. Prostat bezinde, testosteron geri dönüşümsüz olarak dihidrotestosterona (DHT) dönüşür. Bununla birlikte, bu dokudaki artmış DHT seviyesinin, iyi huylu prostat hiperplazisinin veya bez kütlesindeki artışın bir sonucu olup olmadığı açık değildir.

Pratik tıpta, hem iyi huylu prostat hiperplazisi hem de prostat kanserinin gelişiminde androjenlerin baskın rolüne dair yanlış görüşler yaygındır.

BPH ve prostat kanserinin gelişimi için işlevsel testislerin varlığı gereklidir, ancak bu, androjenlerin seviyesi ile bu hastalıkların riski arasında doğrudan bir korelasyon olduğu anlamına gelmez. Kuşkusuz, androjenler prostatın atrofisi sırasında ve fonksiyonun geri kazanılmasının sadece androjen tedavisinden sonra gözlemlendiği durumlarda prostat bezinin boyutunu ve fonksiyonel aktivitesini etkiler. Bununla birlikte, BPH insidansındaki artış, testosteron seviyeleri ile BPH arasında doğrudan bir bağlantıyı dışlayan androjen düzeyindeki yaşa bağlı düşüşün arka planında ortaya çıkar.

Günümüzde, obstrüktif semptomlar olmadan benign prostat hiperplazisinin varlığı androjen tedavisinin uygulanması için bir engel değildir.

Androjenler Ve Prostat Kanseri

Halen, prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türüdür ve sıklığı 70 yaşın üzerindeki yaş grubunda artmaktadır.

Massachusetts’de yaşlanan erkeklerde yapılan bir çalışmada, hormon düzeylerindeki değişimlerin (toplam testosteron, serbest testosteron, androstenedion, östradiol, dihidrotestosteron) sadece %11’inin prostat kanseri riski ile ilişkili olduğu, diğer faktörlerin ise – beslenme ve bağışıklık göstergeleri – sırasıyla %30 ve %40 oranında etkili olduğu bulunmuştur.

Günümüzde prostat kanseri varlığı, androjenik ilaçların uygulanması için mutlak kontrendikasyonlardan biridir.

Androjen tedavisinin prostat kanserinin muhtemel ilerlemesi üzerindeki etkileri henüz tam olarak açıklanmadığından, erkek seks hormonlarının reçetelenmesinden önce, 50 yaşın üzerindeki erkeklerin PSA ve dijital rektal muayeneyi de içeren zorunlu bir prostat muayenesine sahip olmaları gerekmektedir. Androjen tedavisi reçete edilirken, tedavi sürecinde bezdeki olası değişikliklerin dikkatle izlenmesi (6 ayda en az 1 kez) gereklidir.

Bu tedavinin bir ürolog tarafından kontrollü bir şekilde uygulanmasında fayda vardır.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

prostat-buyumesi
Prostat Büyümesi

Ürolojide bu hastalığa “BPH” yani Benign Prostat Hiperplazisi denir. Bu hastalık Ürol…

Kronik pelvik ağrı sendromu (kronik prostatit ) Nedir

Kronik prostatit, erkekler için tamamen gerçek bir sorundur ve tedavisi daha zor olan…

Dirençli Kronik Bakteriyel Olmayan Prostatit için Yeni Bir Umut: İntraprostatik Betametazon Enjeksiyonu

Dirençli Kronik Bakteriyel Olmayan Prostatit için Yeni Bir Umut: İntraprostatik Betam…

E-Bültene Kayıt Olun!

E-Bülten’e kayıt olarak en yeni haberler, duyurular ve güncellemelerden ilk siz haberdar olabilirsiniz...